‘Yapay zeka kaynaklı riskler gelecek iki yıla damgasını vuracak’
‘2024 Küresel Riskler Raporu’nun sonuçları Marsh Türkiye ve Zurich Sigorta Grubu Türkiye stratejik ortaklığında ve TÜSİAD’ın destekleriyle İstanbul’da düzenlenen toplantıda değerlendirildi. Etkinliğin açılış konuşmalarını Zurich Sigorta Grubu Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız ve Marsh Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Bayazıt yaptı. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, Türk iş dünyasındaki riskleri değerlendirdiği bir konuşma gerçekleştirdi. Konferansta raporun sunumunu ise Zurich Sigorta Grubu CUO EMEA Scott Toland ile Marsh McLennan Executive Director Richard Smith Bingham gerçekleştirdi.
Liderlerden, “İşbirliği azalacak, yeni çözümlere ihtiyaç var” çağrısı
Uzmanların üçte ikisinin gelecek 10 yıl içerisinde dünya genelinde kutuplaşmanın artacağına yönelik görüş bildirdiğinin altını çizen Zurich Sigorta Grubu Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız, “Her ne kadar çok kutuplu bir dünya var gibi gözükse de kısa ve orta vadede global sorunlara global çözümler bulmalıyız. İş birliği anlamında yeni anlayışlara ve çözümlere ihtiyaç var” dedi.
Marsh Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Bayazıt ise bu konuyla ilgili, “Rapor acil harekete geçilmesi gereken konularda iş birliğinin giderek azalabileceği ve risklerle başa çıkabilmek için yeni yaklaşımlar ve çözümler geliştirilmesi gerekliliğini savunuyor. Katılımcılarının yüzde 54’ü kısa vadede ‘istikrarsızlık’ ve ‘orta düzeyde felaket riski’ öngörüyor. Ölçek 10 yıla genişletildiğinde ise katılımcıların kötümserliği artıyor ve 2034’e gelindiğinde, katılımcıların yüzde 63’ü ‘fırtınalı veya sarsıntılı’ bir dünya düzeni öngörüyor” şeklinde konuştu.
“En ciddi sorunlardan biri ekonomik eşitsizlik”
Rapora göre, önümüzdeki yıllara kalıcı ekonomik belirsizlik ve ekonomide fırsat eşitsizliği damgasını vuracak. Süregelen hayat pahalılığı krizi, etkisini sürdürecek. Dünyanın karşı karşıya olduğu en ciddi sorunlardan biri olarak eşitsizliğe işaret eden Zurich Sigorta Grubu Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız, “Ülkeler arası ve ülkeler içi eşitsizlik; hayat pahalılığı, toplumsal kutuplaşma, istemsiz göç, bölgesel çatışmalar ve benzeri riskler yaratan, pek çok sorunun kaynağı olan çok ciddi ekonomik ve sosyal bir sorundur. Kolay bir çözüm de gözükmüyor” yorumunu yaptı.
“Türk iş dünyası olarak atacağımız adımlar oldukça kıymetli”
Konuyla ilgili konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan içinde bulunduğumuz dönemin çoklu krizler çağı olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyada artan eşitsizlikler, bozulan ekonomik koşullar, insan hakları ihlalleri, çatışmalar ya da iklim değişikliği kaynaklı doğal afetlerin yol açtığı gönülsüz – istemsiz göçler, mülteci akınları ve tırmanan kültürler arası çatışma, bu sorunlar yumağının önemli parçaları. Bu sorunlar yoğun bir küresel istikrarsızlık ve belirsizlik riski yaratıyor. Raporda öne çıkan konu başlıklarının tümünün bir ekonomik sonucu veya bağı olduğu aşikâr. Bu sebeple, çözümleri her ne kadar uluslararası iş birliği gerektiren konular bile olsa Türk iş dünyası olarak bizlerin farkındalığı ve atacağı adımlar oldukça kıymetli” dedi.
Gelecek 10 yıla yönelik en önemli 10 riskin 5’i çevreyle ilişkili
Yakın ve uzun vadeli risk ortamında çevresel riskler öne çıkmayı sürdürüyor. Gelecek 10 yıla damga vuracağı düşünülen risklerin beşi, “olağanüstü hava olayları, dünya sisteminde kritik değişimler, biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistem çöküşü, doğal kaynak kıtlığı ve hava kirliliği” olarak çevreyle ilişkili konulardan oluşuyor. Zurich Sigorta Grubu Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız’ın konuyla ilgili yorumu şu şekilde:
“Gıda talebini karşılamak için her yıl Kanada kadar alana ihtiyaç var”
“İnsanlığın çevreye verdiği zarar artık geri dönülemez bir noktada. İklim değişikliğini gıda ve su enflasyonu, soluduğumuz kirli hava ve doğal afet olayları ile yaşıyoruz. Biyoçeşitlilik kaybı, çok konuşulmayan fakat bir o kadar da önemli bir konu. İnsanlık dünyadaki canlı türlerinin sadece yüzde 0,01’ini temsil ederken hayvan türlerinin yüzde 83’ünü, bitki türlerinin yüzde 50’sini, böcek türlerinin yüzde 40’ını şimdiden yok etmiş durumda. Biyoçeşitlilik olmadan, böcekler olmadan tarımın olması, gıda sanayinin olması mümkün değil. Diğer taraftan 2050 yılına kadar dünya gıda tüketimi yaklaşık iki kat artacak. Her yıl yaklaşık Kanada büyüklüğünde bir alana ihtiyaç var ki yeni gıda talebini karşılayalım. Bu anlamda, iyimser olmak zor” dedi.
Çevre sorunlarıyla mücadelede de eşitsizliğe dikkat çekti
Çevre sorunlarına yönelik alınacak tedbirlerin ülkeler arasında eşit dağılmadığını, bunun da gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında çatışma yarattığını ifade eden Yıldız, “Gelişmekte olan ülkelerin, gelişmiş ülkeler seviyesine erişme yolculuğunda, bu tedbirlere ayıracak zamanları ve kaynakları yok. Dünyada sadece yeşil enerji için yapılması gereken yatırım yılda 9 trilyon dolar. Dünyanın gayrisafi hasılası kabaca 100 trilyon dolar. Bunun 500 milyar dolar kadarını gelişmekte olan ülkelerin yapması lazım. Böyle bir kaynak yok” şeklinde konuştu.
“Hemen hemen tüm hastalıklara çare bulabileceğimiz bir teknolojiden bahsediyoruz”
2024 Küresel Riskler Raporunda, yanlış bilgi ve dezenformasyon kısa vadede en önemli riskler olarak değerlendiriliyor. Yapay zekâ, teknolojilerinin gelişmesine paralel olarak, önümüzdeki 10 yıl içinde de bu riskin ön planda olacağı görülüyor. Chat GPT için “yapay zekanın demokratikleşmesi” ifadesini kullanan Yılmaz Yıldız, bu alandaki fırsatlara dikkat çekiyor: “Dünyadaki seçim takvimiyle kesişince, yapay zekanın bu seçimleri nasıl manipüle edeceği çok tartışılıyor. Fakat yapay zekanın risklerinin yanında fırsatları daha fazla. Tıp ve sentetik biyoloji alanında büyük ilerleme kaydedeceğimiz, insanlığın hemen hemen tüm hastalıklarına çare bulabileceğimiz bir teknolojiden bahsediyoruz.”